

Kış aylarında soğuk hava nedeniyle cilt kururken, ilkbaharla birlikte artan nem düzeyi, cildin daha nemli ve canlı görünmesini sağlıyor.

Ancak bu değişim, yağlı ve karma cilt tiplerinde parlama ve gözeneklerin tıkanması üzere sorunlara yol açabiliyor. Hafif ve su bazlı nemlendiriciler, cilt istikrarını korumak için kıymetli bir adım.

Güneşin yüzünü daha fazla göstermesiyle birlikte, cilt güneş ışınlarına daha çok maruz kalıyor. UV ışınları, leke oluşumunu hızlandırabilir ve cilt yaşlanmasını tetikleyebilir.

Bu yüzden, kış aylarında ihmal edilen güneş esirgeyici kremler, ilkbaharla birlikte günlük bakım rutininin vazgeçilmezi olmalı.İlkbaharda polenlerin havada ağırlaşması, hassas ciltlerde alerjik tepkileri artırabiliyor. Kızarıklık, kaşıntı ve hassasiyet üzere belirtiler yaşayanlar, hipoalerjenik ve yatıştırıcı içerikli eserlere yönelerek ciltlerini koruyabilirler.İlkbahar, tabiatın olduğu kadar cildin de yenilenme vakti. Kış boyunca biriken meyyit deriler ve toksinlerden arınmak için cilt paklığına ve peelinglere tartı vermek gerekiyor. Haftada bir sefer yapılan nazik bir peeling, cildin tazelenmesine yardımcı olabilir.Soğuk hava nedeniyle kış aylarında ağır kremler ve yağ bazlı nemlendiriciler tercih edilirken, ilkbaharda daha hafif formüllere yönelmek cilt için daha sağlıklı. Cildi tıkamayan ve nefes almasını sağlayan su bazlı eserler, bu mevsimde daha uygun olabilir.

Mevsim geçişlerinde cildin gereksinim duyduğu nemi içeriden sağlamak da kıymetli. Bol su içmek, taze zerzevat ve meyveler tüketmek, cildin parlak ve sağlıklı görünmesine katkı sağlar.

Özellikle antioksidan bakımından güçlü yiyecekler, ilkbahar detoksu için birebirdir.İlkbaharla birlikte cilt bakım rutininde yapılacak küçük değişiklikler, sağlıklı ve ışıltılı bir cilt için büyük fark yaratabilir.