admin
Otomotiv Sanayii Derneği’nin (OSD) 50’nci Olağan Genel Kurulu, İstanbul Sanayi Odası Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır’ın katılımıyla gerçekleştirildi.
Kacır, burada yaptığı konuşmada, üretim süreçlerinde yeniliği önceleyenlerin rekabet arenasında bir adım öne çıktığına şahit olduklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde son 22 yılda sürdürdükleri yüksek teknolojiyi ve katma kıymetli üretimi merkezine alan kalkınma modeliyle global rekabette kelam sahibi ülkelerden biri olduklarını vurgulayan Kacır, sanayi ve teknolojide sayısız birincilere, kıymetli kazanımlara daima birlikte imza attıklarını lisana getirdi.
Kacır, “Araştırma ve inovasyon ekosistemi, planlı sanayi alanları, girişimcilik kültürü ve nitelikli insan kaynağıyla Türkiye’yi global bir üretim üssü haline getirdik. Türkiye artık Çin’den sonra Orta Avrupa’ya kadar uzanan jenerasyonda en fazla çeşit eseri rekabetçi halde en fazla sayıda ülkeye ihraç edebilen ülkedir. Global kıymet zincirlerinin güçlü ve emniyetli halkasıdır. Bakınız Avrupa’nın önde gelen ülkeleri salgının sanayi üretiminde yarattığı tahribatı atlatamamışken ülkemizde sanayi üretimi salgın öncesi periyoda nazaran yüzde 27 artış gösterdi. Bu muvaffakiyet kıssası, asla tesadüf değil. Bu tabloda, geçtiğimiz 22 yıl boyunca bu ülke için taş üstüne taş koyan her teşebbüsü tüm düzenekleri ile destekleyen, özel kesimini devletiyle bir ortaya getirerek, omuz omuza çalışmasını mümkün kılan bir anlayışın yapıtını görüyoruz. Yatırım, istihdam, üretim, icat ve ihracat gücümüzün önde gelen lokomotiflerinden otomotiv endüstrimiz zikrettiğimiz bu tarihi muvaffakiyetlerde elbette özel bir hisseye sahip.” biçiminde konuştu.
“Elektrikli araçların hissesinin 2030’da yüzde 35’i aşmasını bekliyoruz”
Bakan Kacır, dal paydaşlarının alın ve akıl teriyle, 22 yılda otomotiv üretiminin yıllık 357 binden 1 milyon 365 bine yükseldiğine dikkati çekerek, ihracatın 37 milyar doları aşarak yeni bir rekora ulaştığını anımsattı.
Otomotiv kesiminin doruktaki pozisyonunu geçen yıl da koruyarak Türkiye’nin ihracat şampiyonu olmayı sürdürdüğünü anlatan Kacır, Bakanlık olarak, dalın gereksinim duyduğu her konuda dayanak ve teşvikleri harekete geçirmeye devam ettiklerini belirtti.
Kacır, “2002’den bugüne otomotiv ana ve yan endüstrisinde gerçekleştirilen yatırımlar için 3 bin 742 yatırım teşvik evrakı düzenledik. 954 milyar liralık sabit yatırımı teşvik ederek 184 bin yeni istihdamın önünü açtık. Otomotiv teknolojilerinde AR-GE ve yenilik kapasitemizin gelişiminde teknoparklar bünyesinde inovatif çalışmalar yürüten 260 firmamız kilit rol üstleniyor. Otomotiv ana ve yan endüstrinde faaliyet gösteren 203 AR-GE ve tasarım merkezinde 14 binin üzerinde AR-GE işçisi tarafından gerçekleştirilen projeleri destekliyoruz. Türk otomotiv dalının marka kıymetini güçlendirmek ve rekabetçiliğini artırmak ismine, global otomotiv sanayisindeki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Otomotiv dalı farklı ihtilalleri eş vakitli yaşıyor.” biçiminde konuştu.
Sensör, haberleşme ve yapay zeka teknolojilerinin entegrasyonunun, araçları, etrafıyla ve birbirleriyle haberleşen akıllı otonom sistemlere dönüştürdüğüne vurgu yapan Kacır, batarya maliyetlerindeki düşüşün ve güç yoğunluğu yüksek, uzun ömürlü bataryaların sağladığı genişletilmiş menzilin elektrikli araçları kullanıcılar için daha cazip ve erişilebilir bir alternatif haline getirdiğinden bahsetti.
Kacır, yaşanan eş vakitli dönüşümlerle bir arada geçen yıl 17 milyon elektrikli araç satışının gerçekleştiğini aktararak, şöyle devam etti:
“Elektrikli araçların global otomotiv pazarındaki hissesi yüzde 20’ye ulaştı. Tüketici tercihleri, tüm dünyada olduğu üzere ülkemizde de süratle değişiyor. Bu yılın birinci iki ayında hibrit araç satışı bir evvelki yıla nazaran yüzde 74,5, elektrikli araç satışı ise yüzde 71 arttı. Türkiye araba pazarında, tıpkı periyotta hibrit araçların hissesi yüzde 14,8’den yüzde 28,7’ye, elektrikli araçların hissesi ise yüzde 6,7’den yüzde 12,7’ye yükseldi. Elektrikli ve şarj edilebilir hibrit araçların hissesinin mevcut yüzde 17 düzeyinden 2030’da yüzde 35’i aşmasını yüzde 40’lara 50’lere ulaşmasını bekliyoruz. Bu trendin otomotiv tedarik zincirlerinin tüm halkalarındaki firmalar için değerli sonuçlar doğuracağı kaçınılmaz bir gerçek.
İçten yanmalı motorlara kıyasla elektrikli araçlar, daha az sayıda hareketli modüle ve daha fazla elektronik bileşene sahip. Elektrikli araçların giderek yazılım tabanlı sistemlere dönüşmesiyle girişimcilik ekosistemi ve otomotiv endüstrisi ortasında işbirliği yeri güçleniyor. Batarya teknolojisinin otomotiv dalında temel kıymet ögesi haline gelmesi batarya tedarik sürecinin üretim planlamasıyla entegre yürütülmesini kaçınılmaz kılıyor. Ülkemiz, son 22 yılda adeta sıfırdan inşa ettiği AR-GE ve inovasyon altyapısı, güçlü ve esaslı üretim altyapısıyla otomotiv kesiminde yeni mobilite ekosistemi dönüşümüne liderlik etmeye hazır.”
“Elektrikli araç kullanıcılarının süratli şarj ünitelerine erişimini kolaylaştıracağız”
Bakan Kacır, elektrikli araç ihtilalini hakikat vakitte yakalayarak “Türkiye Yüzyılı”nda da teknolojide öncü, üretimde güçlü bir Türkiye için adımları kararlılıkla atmaya devam edeceklerini vurguladı.
Yeni kuşak sanayi siyasetinin somut örneği olarak doğuştan elektrikli ve akıllı araba Togg’u gösteren Kacır, bugün 53 binden fazla Togg’un yollarda olduğu bilgisini paylaştı.
Kacır, “Yaklaşık 36 gigavat kapasite amacıyla gerçekleşecek araç batarya üretim tesisi yatırımları için teşvik evrakı düzenledik. Teknoloji Odaklı Sanayi Atağı Programı’mızla; geniş yelpazede yeni kuşak otomotiv teknolojileri tahlillerinin üretimini AR-GE’den seri üretime uçtan uca destekliyoruz. Otonom sürüş teknolojilerinde ülkemizin kabiliyetlerini genişletiyoruz. Ulusal markamız Togg, Trutek bünyesinde ehil mühendis ve araştırmacılardan oluşturulan takımla bu alanda geleceğin teknolojilerini geliştiriyor.” dedi.
Otonom ve irtibatlı araçlar için muhtaçlık duyulan test, entegrasyon ve sertifikasyon altyapısını sağlayan Açık İnovasyon Otonom Araç Geliştirme ve Test Platformunu (OPINA) hayata geçirdiklerini lisana getiren Kacır, Elektrikli Araçlar için Süratli Şarj Altyapısı Dayanak Programı’yla da Türkiye’nin tüm kentlerinde süratli şarj istasyonları kurulmasını sağladıklarını anlattı.
Kacır, “Sağladığımız dayanaklarla 11 bin 700’ü süratli şarj olmak üzere 28 bin 500 şarj ilişki noktasına ulaştık. Süratli şarj altyapımızı sadece son bir yılda iki katına çıkardık. Yakın vakitte ilan edeceğimiz Şarj İstasyonları Dayanak Programı’mızın ikinci davetiyle mevcut altyapımız için tamamlayıcı rol üstlenecek yeni şarj istasyonlarını devreye alacağız. Elektrikli araç kullanıcılarının süratli şarj ünitelerine erişimini kolaylaştıracağız. Ülkemizde halihazırda üretim yapan siz otomotiv üreticilerinin, son devirde yatırımlarını elektrikli ve hibrit araç üretimine yönlendirmesini, attığımız bu adımların meyvesi olarak kıymetlendiriyoruz.” tabirlerini kullandı.
“Türkiye milletlerarası yeni mobilite yatırımları için bir cazibe merkezi”
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, henüz Türkiye’de yatırım gerçekleştirmemiş otomotiv firmalarıyla ülkenin yatırımcılara sunduğu kıymet teklifini ve yeni mobilitede gerçekleştirdikleri atakları paylaştıklarını belirtti.
Onları Türkiye’nin sunduğu imkanları değerlendirmeye davet ettiklerini kaydeden Kacır, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Mevcut yatırımcı ilgisi, Türkiye’nin milletlerarası yeni mobilite yatırımları için bir cazibe merkezi olduğunu kanıtlıyor. Dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisi BYD, Manisa’da yıllık 150 bin elektrikli ve şarj edilebilir hibrit araç kapasiteli üretim tesisi ile mobilite teknolojilerine yönelik AR-GE merkezi kuruyor. Bu tesisle direkt 5 bin bireye, oluşturacağı bedel zinciriyle de 25 bine yakın vatandaşımıza istihdam sağlayacak. Ülkemize yeni otomotiv üretimi yatırımları kazandırmada da son düzlükteyiz. Biliyoruz ki pastayı büyüttükçe ve ülkemizi yeni yatırımlarla buluşturdukça, ana üreticiden yan endüstriye kadar otomotiv sanayimizin tüm paydaşları daha da güçlenecektir.
Bu anlayışla, ülkemize paha katacak yatırımları en üst seviyede desteklemeye devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ilan ettiği tarihimizin en büyük ölçekli yatırım programı HIT-30’un birinci 6 davetinden ikisinin direkt otomotiv endüstrimize yönelik olması bunun en somut delilidir. Elektrikli Araçlar Çağrısı’yla, yıllık en az 150 bin elektrikli araç kapasitesi sağlayacak ve AR-GE merkezi kurulumunu da içeren yeni yatırımlar için kapsamlı bir teşvik paketi sunuyoruz. Toplam 5 milyar dolarlık takviye bütçesine sahip davetle, yılda en az 1 milyon elektrikli araç üretim kapasitesine süratle ulaşacağız.”
Batarya Üretimi Çağrısı’yla ise hücre üretimini de içeren yıllık taban 5 gigavat kapasiteli batarya ve etkin gereç üretim tesisi yatırımlarını desteklediklerini anlatan Kacır, megavatsaat başına 6 bin dolara varan hibe takviyesini de içeren 4,5 milyar dolarlık teşvik paketiyle 2030’a kadar Türkiye’de 80 gigavatlık üretim kapasitesi hedeflediklerini vurguladı.
Kacır, Türkiye’yi elektrikli araç ve batarya üretiminde dünyanın önde gelen oyuncularından biri haline getirme seyahatinde, üreticilerin her daim olduğu üzere bundan sonra da elini taşın altına koyacağına olan inançlarının tam olduğunu söz etti.
“Yatırım planlarınızı yeni kuşak elektrikli ve akıllı araç üretimi doğrultusunda şekillendirin”
Kacır, son 10 yılda 10 milyar dolarlık yatırımın bu salondaki sanayicilerin hayata geçirdiğine dikkati çekerek, gelecek periyotta de endüstricilerden üç öncelikli beklentilerinin olduğunu söyledi.
Birincisinin, yatırım planlarının yeni kuşak elektrikli ve akıllı araç üretimi doğrultusunda şekillendirmeyi sürdürmeleri olduğunu vurgulayan Kacır, şunları kaydetti:
“Yatırımlarınızın ölçek ve niteliğini belirlerken, bir milyar nüfusluk geniş pazara erişim imkanını göz önünde bulundurmanızdır. Yüksek yerli katkı oranı ve yerli AR-GE gayesiyle hareket etmeye devam etmeniz. Sizlerden ikinci beklentimiz elektrikli araç dönüşümünde eş vakitli olarak yan sanayi firmalarımıza rehberlik etmenizdir. İstek ediyoruz ki ana endüstrimiz ve yan endüstrimizin yol arkadaşlığı inovasyon, kalite ve verimlilik ekseninde daha sağlam temellere oturarak uzun yıllar daha devam etsin.
Son olarak, ülkemizdeki teknoloji teşebbüsleri ile işbirliğini artırmanızı temenni ediyoruz, dilek ediyoruz. Bugün Türkiye teknoloji girişimciliğinde Avrupa’nın parlayan yıldızı olarak tabir ediliyor. Teknoloji teşebbüslerimiz yenilikçi mobilite tahlillerine imza atıyor. Girişimcilerimiz ile omuz omuza vermeniz, kadro ruhuyla hareket etmeniz, yeni inovatif eser ve hizmetlerin önünü açacak. Sert bir rekabetin yaşandığı otomotiv pazarında sizleri bir adım öne taşıyacaktır.”
Kacır, uzun yıllardır Türkiye’de üretim yapan kesim paydaşlarının, Türkiye’nin yatırımcılara sunduğu eşsiz fırsatların en yakın şahitleri olduğunu belirtti.
Daha büyük, daha güçlü bir Türkiye ismine birlikte kürek çektiklerini vurgulayan Kacır, “Siz üretirken biz yolunuzu daha da açtık, siz büyürken biz daha rekabetçi olmanız ismine takviyemizi esirgemedik. Bundan sonra da yapısal reformlarımızla, sunduğumuz aktif dayanak sistemlerimizle yatırımcı dostu politikalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz. Yatırımcılarımıza sunduğumuz inançlı yatırım ortamını daima olarak besleyecek adımlar atmaya devam edeceğiz.” açıklamasında bulundu.
Kacır, otomotiv bölümünün rekabetçiliğini koruyacak mevzuat düzenlemelerini hayata geçireceklerini aktararak, “Araçlarda, akıllı sürat takviye sistemi, şoför dalgınlık ve dikkat ikaz sistemi, olay bilgi kaydedicisi, alkol kilidi suram ön hazırlığı, gelişmiş şoför dikkat dağınıklığı ikaz sistemi kullanımında kullanılacak kuralları AB standartlarıyla uyumlu formda belirledik. Ulaşım güvenliğinde milletlerarası uygulamaları temel alan bu düzenlemenin, yerli üreticilerimize ek bir yük getirmeden uygulanacak.” dedi.
Bakan Kacır, konuşmasından sonra yabancı bir otomotiv firmasının Türkiye’ye yatırım yapıp yapmayacağı sorusuna yönelik, bitmek üzere olduğunu ve bu ay içerisinde gelişme olabileceğini kaydetti.
