admin
ÇİĞDEM YILMAZ- Bayanlar, pencereden, balkondan, çatıdan düşerek hayatını kaybediyor ve bu olaylar “intihar” ya da “kaza” denerek kapatılmaya çalışılıyor. Son 5 yılda da yüksekten düşüp hayatını kaybeden ve mevti kayıtlara “şüpheli ölüm” olarak geçen en az 62 vefat var. 63’üncü ölüm olayı da Ankara’da meydana geldi. 31 yaşındaki Şeyma Gökçe Kayahan, 14’üncü kattaki meskeninin penceresinden düşüp hayatını kaybetti ve olay sırasında erkek arkadaşı da konuttaydı. Şule Çet davası, kamuoyunun bu vefatlar konusunda daha şuurlu hale gelmesini sağlasa da Şeyma Gökçe’nin hayatını kaybetmesi benzeri olayların devam ettiğini gösteriyor. Genç bayanın, mevtinde de konutta birlikte yaşadığı erkek arkadaşı Hüseyin Uyucu vardı, olay öncesinde çiftin hengame ettiği ortaya çıktı. Gözaltına alınan Uyucu tutuklandı.
‘Ispatı güç yöntem’
Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Halis Dokgöz yüksekten düşme olaylarının kaza mı, cinayet mi yoksa intihar mı olduğu konusunda önemli bir data eksikliğiolduğuna dikkat çekerek, şunları dedi: “Şule Çet davasından sonra bu mevzu kamuoyunda daha fazla tartışılmaya başlandı. Artık ölümlerin arkasındaki gerçekler sorgulanıyor. Fakat olumsuz yanı şu ki hukukun ‘şüpheden sanık yararlanır’ prensibi nedeniyle, yüksekten düşmeye bağlı ölümlerin ispatı güç olduğu için birtakım şahıslar bunu bir yol olarak kullanıyor olabilir. Toplumda yüksekten düşme olayları çoklukla kaza olarak kabul ediliyor. Lakin son yıllarda medyaya yansıyan ve dikkatlice incelenen hadiseler, bu tıp ölümlerin sırf kazadan ibaret olmadığını, birçok olayda cinayet mümkünlüğünün da güçlü olduğunu ortaya koydu.
‘Katil saptanamaz, cinayet olduğu kanıtlanamaz’ anlayışıyla hareket edenler, bunu prosedür olarak kullanmaya başladı. Olay yeri inceleme bulguları, otopsi dataları, toksikolojik incelemeler ve şahit tabirleri üzere ögeler birlikte değerlendirildiğinde, birinci bakışta kaza üzere görünen birçok olayın aslında cinayet olduğunu artık İsimli Tıp ortaya çıkarıyor.
Cinayetlerin üstünün kaza süsüyle kapatılması, ayrıntılı isimli tıp incelemeleri sayesinde giderek zorlaşıyor. Yeniden de bu olayların büsbütün ortadan kalkmadığını görüyoruz. Yani bu tıp vefatlar, kaza üzere gösterilerek işlenmiş cinayetler olabilir. Hukukçuların bu tıp hadiselerde isimli tıp raporlarına kesinlikle başvurması gerekiyor. Evrakın seyrini değiştirecek bulgular ortaya çıkabiliyor.”
‘Cinayet ihtimali göz gerisi edilmemeli’
Avukat Birsen Baş Topaloğlu (Eski Bayan Hakları Merkezi Sözcüsü) şunları aktardı: “Şüpheli vefatlar, bilhassa yüksekten düşme, atlama vakaları ilk etapta direkt cinayet olarak kıymetlendirilmez. Lakin ayrıntılı bir soruşturma yürütüldüğünde, kimi olayların aslında bir erkek şiddeti sonucu gerçekleştiği ortaya çıkabilmektedir. Bilhassa olayın tarafları ortasında evvelce yaşanmış bir tartışma yahut şiddet geçmişi varsa, cinayet ihtimali daha da güçlenmektedir, savcılık çok istikametli soruşturma yürütmesi büyük değer taşır. Olayın intihar mı, düşme mi yoksa oburu tarafından itilme sonucu mu gerçekleştiğinin belirlenmesi için kapsamlı kriminal incelemeler yapılmalı. Türkiye üzere eş yahut partner cinayetlerinin sık yaşandığı, bayana yönelik şiddetin yüksek olduğu ülkede titizlikle ele alınmalıdır. Yüksekten düşme başta ‘şüpheli ölüm’ olarak değerlendirilse de cinayet ihtimali göz gerisi edilmeden,soruşturma derinleştirilmeli.”
