admin
Şimdi Mourinho Türk futbolunun prestijini zedeliyor lafı çok gündemde… Ben bu kelama çok gülüyorum da… Tekrar de yazayım siz de gülün.
Hemen bakalım geçen yılki olaylara…
1- Alanda hakem dövülmüş ve döven mahpusa atılmış.
2-Türkiye’de birinci sefer bir Üstün Kupa finali oynatılamamış. Sonu rezaletle bitmiş.
3-Belki de birinci sefer Muhteşem Lig’de hakem yanlışlarından bıkan bir kadro maçı bitirmemiş ve reaksiyon olarak alandan çekilmiş.
4-Sadece Afrika ülkelerinde görülecek bir formda Trabzonspor- Fenerbahçe maçında taraftar alana inmiş konuk grup futbolcularını linç etmeye çalışmış. Üstelik “bizi dövdüler” diye rakip kadro oyuncuları suçlanmış. Enteresandır güvenlik güçlerinin yetersiz olduğu maçta özel güvenlik sorumluluk alarak olayları önlemeye çalışmış. Ayrıyeten maç oynanırken alana meşale atılmış ve o meşale yanarken maç oynanmış.
5-Bir çok kadromuzun borçları nedeniyle transfer tahtaları FİFA tarafından kapatılmış. Ve bu kulüpler onlarca futbolcu ile hala mahkemelik.
6-Süper Lig’i domine eden iki kulüp en yakın rakiplerine neredeyse 50 puan fark atmış.
7-Kulüp liderlerinin, yöneticilerin, hocaların tehditleri, küfürleri hakaretleri havalarda uçuşmuş.
8-Herkesin canını yakan inanılmaz hakem yanılgıları.
9-Bir TFF liderinin ismini veremeyeceğim bir hakemi odasına çekerek “bu akşam maçta dikkatli ol” diyerek uyarması. Uygun yönetmesi karşılığında “seni FİFA yapacağım” demesi lakin o hakemin yaş sonuna takıldığından haberi olmaması. Yani TFF liderinin bir grup için bir hakeme açıkça rüşvet teklif etmesi.
Peki bunların hepsi ne vakit yaşandı.
Mourinho gelmeden evvel.
Zaten dünyaya rezil olmuşuz. O vakit bu adamın Türk futbolunun prestijine ziyan verdiğini hangi yüzle söylüyorsunuz ya da yazıyorsunuz.
Hangi prestijden kelam ediyorsunuz.
Yoksa bu tertipten mutlu musunuz?
Öyle ya bunun öbür açıklaması yok.
Eskas efendi!!!
Fenerbahçe Rangers maçında bu kadar yeterli oynayıp tipi penaltılarla kaybedince alışılmış ki hüznü de büyük oldu.
Ancak alanda Norveçli Eskas isminde o denli bir hakem vardı ki uzun mühlet lisanlardan düşmeyecek.
Öncelikle şunu belirteyim. Daha evvel de yazmıştım. Hakemlerin kendi bir online adresi var ve maçlardan sonra burada tartışırlar.
Tabii ki hakem arkadaşlarını korurlar. Onda kahır yok.
Ancak Eskas için şöyle bir teşhisleri var.
Bu maçın bu türlü olacağı muhakkaktı. Lakin UEFA çok yanlış atama yaptı. Bu tip gergin ve sıcak maçları genelde İspanyol, İtalyan, Portekiz ya da İngiliz hakemlerinin yönetmesi daha mantıklıydı. Zira değerli hakem olmasına karşın bu tip maçlarda çok zorlanıyor. Hatta bir tanesi UEFA’nın birinci maçın sonucuna aldanıp kolay geçeceğini düşündüğü için Eskas’ı atadığını belirtmiş.
Ben daha da ileriye gideceğim. Galatasaray – Young Boys maçında da bu hakem bize sarı kartları bol keseden atmıştı.
Fenerbahçe maçında ise yüz sözü acımasız ve umursamazdı. Hele Mourinho’ya sarı kart gösterirken öfke doluydu.
Diyeceğim o ki bu adam Türk gruplarına karşı biraz sevgisiz, ön yargılı ve arka niyetli.
Ne diyelim Allah bir daha karşımıza çıkarmasın.
MHK’ya bak hizaya gel
Herkes Galatasaray ve Fenerbahçe’nin kederine düştüğü için ligde oynanan öbür maçlardaki rezillikleri fazla görmüyoruz.
Örneğin Trabzonspor-Gaziantep maçında yaşanan olay. Yüzde yüz penaltı VAR’dan döndü. VAR hakemi İspanyol.
Maçlardan sonra yabancı uzmanların da katıldığı bir online eğitim toplantısı düzenlendi. Ve bu toplantıda VAR hakeminin yüzde yüz yanlış karar verdiği belirtildi.
Peki sonra ne oldu?
Bu hakeme MHK çabucak yeni maç misyonu verdi. Maçın sonucuna yüzde yüz tesir yapan bu hakemi bir daha niçin VAR’a oturtuyorsun?
Yabancı hakeme tamam diyorum da bu kadar da değil artık.
