admin
Canik ilçesinde yaşayan İlyas Çetin, 1987 yılında hobi olarak başladığı telsizcilikte, şu anda, meskeninde kurduğu istasyon sayesinde Türkiye ve birçok farklı ülkedeki beşerlerle sohbet, yardımlaşma ve acil durumlarda bağlantı kurduklarını belirtti. Olağan günlerde bağlantının sohbet usulünde geçtiğini lakin, telefonun kullanılmadığı acil durumlarda da her türlü takviyesi sağladıklarını söyleyen Çetin, “Halk bandı telsiz kullandığım devirlerde cep telefonları pek yokken komşumuzun oğlunu eşek arısı soktuğu söylendi. Çabukla çocuğu alıp hastaneye götürdüm. Biraz daha geç kalsa kalbi durabilir demişlerdi. Tekrar cep telefonunun yaygın olmadığı yıllarda el telsiziyle dolaşırken bir orman yangını olduğunu gördüm. Çabucak arkadaşlarıma haber verdim ve bölgeye gelen itfaiye ile yangını söndürdük. 6 Şubat Kahramanmaraş sarsıntısında de bölgeye kurulan istasyon ile haberleşme sağlandı. Amatör telsizcilik bu üzere durumlarda hayat kurtarabiliyor” dedi.
‘BENİM HOBİM DE AMATÖR TELSİZCİLİK’
Hikayesini ve telsizlere ilgisini anlatan İlyas Çetin, “1987 yılında halk bandı telsizlerle başladım. 1994 yılında ise Samsun’da amatör telsizcilik dokümanı alarak devam ettim. Telsizlere merakım 1987 yılında eski bir radyoda gemicilerin telsiz görüşmelerini dinlememle başladı. Sonrasında nereden nasıl görüştüklerini araştırdım ve kendi istasyonumu kurdum. Memleketler arası, ulusal ve lokal olarak herkesle irtibata geçebiliyorum. Çok uzak uzaklıklarla bağlantıya geçebiliyorum. Bugün teknolojideki gelinen bütün yeniliklerde amatör telsizciliğin imzası var. Amatör telsizciliği rastgele bir maddi çıkar gözetmeden hobi olarak yapıyorum. Birileri bisiklete biner, birileri yürüyüş yapar, birileri avcılık yapar. Benim hobim de amatör telsizcilik. Beni en çok keyifli eden şey ise çok uzaktaki beşerlerle haberleşebilmek. Lisanı, dini farklı olan şahıslarla diyalog kurabilmek. Bu hobi, kıymetli ve maliyetli. Aygıtların hepsi yurt dışından getirildi. Bizim kullandığımız frekanslar düşük frekanslar olduğu için telefonlarda olduğu kadar radyasyona maruz kalmıyoruz. Doğal afet durumlarında GSM operatörlerde kilitlenme olduğu için haberleşme olmuyor, o vakit da amatör telsiz sistemi devreye giriyor” diye konuştu.
Telsizle yapılan görüşmeler sonrasında insanların birbirlerine QSL kartlar gönderdiklerini söyleyen Çetin, “Teknoloji bu kadar gelişmeden evvel QSL kartlar geliyordu. QSL kart, amatör telsizcilerin görüşme sonrası, yapılan görüşmeyi belgelemek maksadıyla birbirlerine gönderdikleri karta verilen isimdir. Günümüzde elektronik QSL kartlar da kullanılıyor. Bu kart alışverişini beşerler, ‘Ben sana bu kartı gönderiyorum, senden de bir kart bekliyorum’ diyerek, gönderdikleri kartın içine posta fiyatı olarak 1-2 dolar koyup yolluyorlardı. Fakat artık dijital ortamdan gönderiyorlar. Benim adıma birçok farklı ülke ve kentten gelen bin 500 QSL kartım var. Bunların maliyetleri yüksek olduğu için her birine karşılık veremedik. Telsiz ile konuşurken belirttiğim TA6G davet işareti ise ülke, telsiz dokümanı ve bulunduğun bölgeye nazaran belirlenmektedir. Bu davet işareti bizim TC kimliğimiz üzere düşünebiliriz. Bunu girdiğimizde herkesin nerede oturduğunu, hangi kentte yaşadığını görebiliyoruz” dedi.
‘TELSİZ SAYESİNDE ÇOK HOŞ ETRAF EDİNDİM’
Almanya’dan gelen telsiz arkadaşını meskeninde ağırladığını belirten Çetin, “Telsiz sayesinde yurt dışında bağlantı kurduğumuz arkadaşlarımız vakit zaman ziyaretimize geliyor. Tıpkı biçimde telsizle tanıştığım bir arkadaşım, Almanya’dan Trabzon’a memleketine giderken otomobilleri Samsun’da arıza yapıyor. Sonrasında telsizle haberleştik. Endüstride otomobillerinin yapılması uzun sürünce otelde kalmak istediler. Lakin ben onları konutumda hoş bir biçimde konuk ettim. Araçlarının işi bitince de yollarına devam ettiler. Telsiz sayesinde çok hoş etraf edindim. Gittiğimiz yerlerde hiç konuşmadığımız beşerlerle bile hoş bağlantılar kurabiliyorum” diye konuştu.
