admin
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Filistinlilerle Kardeşlik İftarı’nda açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın açıklamaları özetle şöyle: Davetimize icabet ederek, iftar soframızı onurlandıran siz saygıdeğer kardeşlerime, ailem ismine, milletim ismine tek tek teşekkür ediyorum. Ramazan-ı Şerifin kardeşliğimizi perçinleyen, dayanışmamızı güçlendiren bu vahdet ve kuvvet ikliminde sizlerle bir ortada olmanın bahtiyarlığını yaşıyorum. Cumhurbaşkanlığı Külliyemize, milletin meskenine, bu gazi yere hepiniz güzel geldiniz, erdem verdiniz. Sözlerimin çabucak başında sizlerle birlikte milletimizin ve Filistin halkının Ramazan-ı Şerifini canı gönülden tebrik ediyorum. Bu mübarek aya nasıl salimen ulaştıysak Kadir Gecesi ve Ramazan Bayramı’na da birebir halde sıhhatle, afiyetle, huzurla vasıl olmayı Rabbim hepimize nasip eylesin diyorum. Yeniden sizlerin vasıtasıyla Gazze, Kudüs ve Batı Şeria’daki kardeşlerimiz başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında izzetiyle hayata tutunan Filistin’in yiğit evlatlarını şahsım ve milletim ismine hürmetle selamlıyorum.
“İSRAİL’İN 471 GÜN BOYUNCA GAZZE’DE GERÇEKLEŞTİRDİĞİ KATLİAMLAR, İNSANLIK TARİHİNE BİR UTANÇ LEKESİ OLARAK KAZINMIŞTIR”
‘Allah yolunda öldürülenler için ölüler demeyin, hayır onlar dirilirler, ancak siz bilemezsiniz.’ Evet bedenen ortamızdan ayrılmış olsalar bile şehitlerimizin ölmediklerine inanıyor bu ilahi müjdeye tüm kalbimizle iman ediyoruz. Gazze’de ve Batı Şeria’da vatanları, namusları, özgürlükleri için toprağa düşen tüm şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet niyaz ediyoruz. Tıpkı halde baş koydukları kutsal yolda çaba ederken gazilik mertebesine erişen kardeşlerimize de sağlıklı ömürler diliyorum. Üstad Necip Fazıl, orucu maddi ve manevi sayısız nimetin kaynağı olarak tanım ediyor. Tuttuğumuz oruçların, yaptığımız hayır ve ibadetlerin, ettiğimiz duaların maddi ve manevi nimetlerimizi arttırmasını, hayatımıza feyiz ve rahmet katmasını canı gönülden temenni ediyoruz. Pahalı dostlar, bugün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde büyük bir trajedinin son asrın en barbar soykırımlarından birinin mağdurlarını konuk ediyoruz. Gazze’nin vakur olduğu kadar yüreği yaralı evlatlarını milletin konutunda bu gazi yerde ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Teşekkür ederim.
Burada şu konunun altını tekrar çizmek istiyorum. İsrail’in 471 gün boyunca Gazze’de gerçekleştirdiği katliamlar insanlık tarihine bir utanç lekesi olarak kazınmıştır. Soykırım şebekesinin hücumları sonucunda birçok çocuk ve bayan 61 binin üzerinde kardeşimiz şehit oldu. 200’ün üzerinde basın mensubu katledildi. Savaşta bile dokunulmaması gereken 330’dan fazla sıhhat vazifelisi şuurlu bir biçimde öldürüldü. Ağzı süt kokan bebekleri, analarının öpmeye doyamadığı saf yavruları katletmekten sadistçe bir keyif alan bir cinnet haliyle, kimi vakit öfkeyle, kimi vakit mahcubiyette, bütün dünya üzere biz de 471 gün mühletince maruz kaldık. Alkanlarıyla toprağı sulayan şehitlerden bir tanesi de şimdi 3 yaşındaki Rim isimli evladımızdı. Dedesi Ebu Dia Rim’in gözlerinin içini öperek sen ruhumun ruhusun diyerek torununu toprağa vermişti. Geçtiğimiz Aralık’ta Ebu Dia da İsrail hücumlarında şehit düştü. Kaç dede torunsuz, birçok torun dedesiz, kaç çocuk annesiz babasız kaldı. Kardeşlerim Ebu Dia nasıl torunu Rim’i ruhunun ruhu olarak gördüyse, onu nasıl sevgiyle, şefkatle, merhametle bağrına bastıysa biz de Filistin’i hep ruhumuzun ruhu olarak gördük. Filistinli kardeşlerimizi canımızın canı olarak bildik.
4 asır boyunca birebir çatı altında kader birliği yaptığımız Filistinli kardeşlerimizi hiçbir vakit yalnız bırakmadık. Kudüs’ten Haypa’ya, Safet’ten Yapa’ya, Nablus’tan Akka’ya, Kenanili’nin her bir köşesinde ortak tarihimizin, dostluğumuzun, dayanışmamızın, kardeşliğimizin izleri vardır. Türküyle, Kürtüyle, Arapıyla bizim gönül birliğimiz Filistin’in caddelerine, sokaklarına, mescitlerine, kanlarına, hanlarına, çarşılarına, çeşmelerine nakledilmiştir.
Bakınız, Mescid-i Aksa’nın Babil silsile kapısından çıkıp dost yanlışsız ilerlediğinizde sağda göreceğiniz birinci caddenin ismi El Hakkari’dir. Bu cadde ismini Selahaddin Eyyubi’nin komutasında Kudüs’ün fethine katılan ve fetihten sonra buraya yerleşen Hakkari’li suvarilerden almıştır.
Filistin topraklarının tamamında çabucak her metrekaresinde ezeli ve ebedi kardeşliğimizin nişaneleri, mühürleri vardır.
“GAZZELİ KARDEŞLERİMİZİ HİÇ YALNIZ BIRAKMADIK BIRAKMAYACAĞIZ”
Siyonist rejimin 471 gün süren işgal ve soykırım siyaseti karşısında Gazzeli kardeşlerimizi hiçbir vakit yalnız bırakmadık, bırakmayacağız. Akınların başladığı 7 Ekim’den itibaren akan kanı durdurmak emeliyle tüm imkanlarımızı seferber ettik. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere yer aldığımız tüm memleketler arası platformlarda Filistinli mazlumların sesi oldu. Haksızlıkları lisana getirdik. Mevcutlara ek olarak 9 ülkenin daha Filistin’i tanımasına katkı sunduk. Milletlerarası adalet divanında İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahil olma kararı aldık.
Gazze’ye yaklaşık 100 bin ton insani yardım materyali ulaştırdık. İsraille olan ticareti büsbütün durdurarak toplam 9.5 milyar dolarlık ticaret hacminden sarfınazar ettik. İştirakçi sayısı 500 binleri aşan mitinglerle, boykotlarla, farkındalık çalışmalarıyla Filistinli kardeşlerimizin haklı çabasına omuz verdik. Siyonist rejime sevecen gözükmek için Filistin’in direnişine çamur atanlara, terör örgütü iftirası atanlara lafa her başladıklarında amalı fakatlı cümleler kuranlara karşın Gazze’nin kahraman evlatlarının hep yanında olduk.
Gazze’li 1369 hasta, yaralı ve refah katçının ülkemizdeki hastanelerde tedavilerine devam etmelerini sağlamış, 880 vatandaşımızı Gazze’den tahliye ettik. 2000’e yakın Filistinli kardeşimize, Ankara ve İstanbul başta olmak üzere birçok vilayetimizde barınma imkanı sunduk. Kızılay, AFAD, Türkiye Diyanet Vakfı ve başka vakıflarımızın öncülüğünü yaptığı kaç yardım faaliyetiyle Filistinli kardeşlerimize dayanak verdik.
Şu hususu bugün bir kere daha açık ve net bir biçimde söz etmek istiyorum. Ezelden ebede uzanan kardeşliğimize kimse mahzur olamayacaktır. Filistinli ve Filistinli kardeşlerimizi bundan sonra da yalnız bırakmayacağız. Filistinli bağımsızlık uğraşını her kaidede hamasetle savunacağız. Son devirde İslam ülkelerinin Filistin davasını sahiplenme, Filistinlilerin haklarını müdafaa noktasında ortaya koyduğu güçlü iradeyi memnuniyetle karşılıyoruz. Gazze’nin geleceğine yönelik, Kahire’de toplanan acil Gazze doruğunda oluşan planı çok değerli buluyoruz. 19 Ocak’ta varılan mutabakatın devam ettirilmesini temenni ediyoruz.
Ancak Netenyahu hükümetinin ateşkesi baltalama teşebbüsleri birinci günden beri artarak sürmektedir. Siyonist yayılmacılığı devlet siyaseti haline getiren mevcut hükümetin ne yapmaya çalıştığını pek uygun biliyoruz. Bölgemizde böl, parçala, yönet taktiğine dayalı yeni planların devreye alınmasına geçit vermeyeceğiz. Burada şunu altını çizerek tekrar söylemek isterim. Filistinlileri topraklarından sürgün ederek Filistin halkına ikinci bir nekve felaketi yaşatmaya dönük projelerin hiçbiri kabul edilemez. Filistin’in tapusu Filistinli kardeşlerimizin elindedir. Ham hayaller peşinde koşanlara Filistin’in efsanevi şairi Mahmut Derviş’in şu manalı şiirini hatırlatmakta yarar görüyorum. Bir mendil işleyeceğim yarına kadar gözlerine sunduğum şiirlerle süslü ve 1 cümleyle baldan ve öpücüklerden tatlı. Bir Filistin vardır. Bir Filistin. Unutmayın yine var.
Şu gerçeği anlık herkesin kabullenmesi uygun olacaktır. İki devletli tahlil, bölgedeki tüm halkları huzura götürecek yegane yoldur. 1967 hudutları temelinde, başşehri Doğu Kudüs olan özgür, bağımsız ve toprak bütünlüğüne sahip, hâkim bir Filistin devleti kurulmadan, adil ve kalıcı bir tahlilden bahsetmek imkansızdır.
Gazze’nin yine imar ve ihyası için, İslam ülkeleri başta olmak üzere milletlerarası toplumun tüm üyelerini faal sorumluluk almaya, elini taşın altına koymaya davet ediyoruz. Sözlerimi tamamlamadan evvel şu hususu söz etme karşısındayım. Biz yalnızca Gazze’de, yalnızca Batı Şeria’da değil, tüm bölgemizde barış, huzur ve refah istiyoruz. Farklı inançların, mezheplerin, etnik ögelerin yan yana yaşadığı bir bölge hayal ediyoruz. Bunun için de var gücümüzle çalışıyoruz.
SURİYE SDG ANLAŞMASI
Komşumuz Suriye’nin toprak bütünlüğüne, üniter yapısının korunmasına, birlik ve dirliğinin tahkim edilmesine büyük ehemmiyet veriyoruz. Birinci günden beri daima bunu savunduk, bunun ehemmiyetine dikkat çektik. Suriye’nin terörden arındırılmasına yönelik her türlü çabayı gerçek istikamette atılmış bir adım olarak görüyoruz. Dün varılan mutabakatın eksiksiz uygulanması Suriye’nin güvenliğine ve huzuruna hizmet edecektir. Bunun da kazananı Suriyeli kardeşlerimizin tamamı olacaktır. Her vakit üzerine basa basa söylüyorum. Araplar, Türkler, Kürtler olarak kardeşliğimizi yücelttiğimiz ölçüde oyunları bozar geleceğimizi teminat altına alabiliriz. Birbirimizin elini tutmaktan, birbirimize sıkıca kenetlenmekten, birbirimizin hassasiyetlerine hürmet göstermekten öteki kurtuluş yolunun olmadığını aklımızdan lütfen çıkarmayalım.
