admin
Süper Lig gruplarından Samsunspor’da lider Yüksel Yıldırım suskunluğunu bozdu. Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray ile ilgili konuşan Yüksel Yıldırım’ın Acun Ilıcalı’yla ilgili sözleri ön plana çıktı.
HT Spor’a açıklamalarda bulunan Yüksel Yıldırım şu sözleri lisana getirdi:
Biz döneme başlarken, bugün burada olacağımızın planını yapmamıştık. Tek yaptığımız şey, transfer tahtamız kapalı, elimizdeki kadroyu koruduk. Yeni bir hoca, ligi bilmiyor. Alışma mühleti olacak. Onun için 3 tane gaye koymuştuk. İlki ligde kalmaktı. Biz yaptığımız planlamada, 42 puan aldığımızda ligde kalacağımızı biliyorduk. Onu yaklaşık 20. hafta falan aldık. Ondan sonra ikinci adıma geçtik. O da birinci 10’da yer almaktı ancak birinci 5’te yer alıyorduk. Onu da o denli ortadan kaldırdık. Artık tek gayemiz var. Birinci 5 içinde kalmak ve Avrupa’ya gitmek. Bunu başardığımız için şu ana kadar herkes inanılmaz memnun.
Biz de tesadüf olmadığını ispat etmemiz gerekiyor bulunduğumuz yerin. Bunun çok güç olduğunu biliyoruz. Galatasaray ve Fenerbahçe üzere takımımız yok. Samsunspor 16-17 kişilik çok dar takımla oynuyor lakin sağ olsun Thomas Reis hocamız inanılmaz hoş bir hava yarattı. Taktikleri, çalışmalarıyla kadro Cindirella kıssası yazıyor. Bunun da devamını istiyoruz. Ama lig çetin geçiyor. Ligin doruğunda iki grup ortasında fark 4’e düştü. Aşağıda 6 ekip kıran kırana bir yarış içerisinde düşmemek için. Biz bunu geçen sene yaşadık. Allah kimseye yaşatmasın diyorum. Biz sağ kaldık, ayakta kaldık geçen sene. O durumda olan kulüplere ben muvaffakiyetler diliyorum. Allah yardımcıları olsun. Bizim başarımızda asla tesadüfe yer yok. İnanılmaz bir çalışma var. Yüksel Yıldırım’ın olduğu yerde disiplin ve plan en önde gelir. Bu bir planlama, bir projemiz var.
“Samsunspor, kısıtlı takımıyla bir takım oyunu oynuyor. Bugün Zeki Yavru mükemmeller yaratıyor. Bugün kime sorsanız transfer edin demez lakin biz Zeki Yavru’yu kaptan yaptık. Yüreği ve kalbiyle oynuyor. Yaptığı asistler, gol vuruşları, kadroya ağabeylik yapıyor. Kontratını bir yıl daha uzattık.
Çocukluğumda Alman futbolu ile büyüdük. Samsunspor’da Hüseyin Eroğlu ile 1. Lig’de bir başlangıç yaptık. Hocamın da geçmişi Alman sistemi. Bizi şampiyon yaptıktan sonra kendisiyle devam edelim dedik. Almanların ünlü sistemi 3-5-2 oynatıyordu ancak o olmadı. Zira hocam birinci kere Muhteşem Lig’e gelmişti. Bence kendisi güzel lakin ekibi Süper Lig için zayıftı. Projemizin devamı olan Alman ekolünü devam ettirmek istedik. Geçen yıl hoca ararken dünyadan birçok hoca geldi bize ancak Markus Gisdol’ü seçerken bir çalışma yaptık. Hocanın 3 takımı Bundeliga’da ligde tutması bizim için başarıydı. Hocamızı o nedenle getirdik ve gerekeni yaptı. Samsunspor’un ligde kalması gerekiyordu ve biz bunu başardık. Hoca devam etmek istemedi ancak biz ekol olarak devam etmek istedik. Markus Gisdol’un oynattığı oyunun üzerine bir tık fazlasını oynatacak hoca arayışına başladık. Sağ olsun Fuat Çapa hocamın takviyeleri ile oyun sisteminin tarifini yaptık. Sonra kulüplerin kullandığı yapay zekalı bir biçimde hoca taraması yaptık. 7-8 tane hoca geldi. Bizim birinci istediğimiz bugün Genk’te olan hocaydı. (Thorsten Fink) Anlaştık fakat son anda affını istedi. O ortada Genk onunla ilgilendi ve Genk ile anlaştı. Bizim ikinci sıramızda Thomas Reis vardı. Bize Thomas Reis’i menajerler önermedi. Biz çalışmalarımızın eseri olarak bulduk. Kendisi de kabul etti. Birinci kere Almanya dışına çıkıyor. Gisdol da birebir formdaydı. Bunlar değerli şeyler, risk alıyoruz.
Bu sene tahminen de Samsunspor en az sakatlık veren kulüp. Fenerbahçe’yi görüyorsunuz, oyuncu alıyor çabucak sakatlanıyor. Mesela Diego Carlos. Bizim de bu türlü şeylerimiz olduğunda bunların üzerinde çok duruyoruz. Doktora bir sakatlık olduğunda cezayı sana keseceğim diyorum. O işin şuurunda. Bizim 17 kişilik bir takımımız var. Dönem başladı o takımla devam ediyoruz. Bizim aşağı üst 11’imiz belirli sakatlık ceza olmadığı sürece, sonradan oyuna girenler de aşikâr. Herkes de Samsunspor’un nasıl oynadığını biliyor.
Beşinci büyük olmak istiyoruz. Şu anda bir boşluk var. Başakşehir şampiyon oldu lakin bir topluluk kadrosu değil. Natürel ki çok hoş bir kulüp, hoş bir idaresi var fakat ben bir topluluk, büyüklük konuşuyorum. Bursaspor vardı. Bursasporlular, “Biz beşinci büyük olmak istiyoruz” deyince kızdı. Ancak bulunduğu yer Süper Lig olmadığı için ben de o fırsatı görünce söyledim. Ben bu türlü bir şey olacaksam, bu sene ligde üçüncüysem ve amacım Avrupa’ysa, Beşiktaş’la yarışıyorsam, Beşiktaş’la da maç yaptım. Beni o maçta doğradılar. Kırmızı kartın alakası yok. İki tane sarı kart gösteriyor hakem, VAR devreye giremiyor. Orada alacağımız maçtı. 10 kişi son 30 dakika direndik ve berabere kaldık ve yenilmedik. Beşiktaş, yeni hocasıyla toparlama yaptı. Üçüncü olma ihtimalleri yüksek ancak biz de savaşacağız. Lakin biz bakıyoruz, bize penaltı verilmiyor, gol verilmiyor. Başkalarına bakınca… Demek ki Türkiye’de birinci üç belirli. Biz figüran oluyoruz o vakit. Niçin bütçeyi zorlayalım o vakit? Artık Türkiye’de birtakım şeylerin değişmesi lazım.
Sosyal medyada Fenerbahçeliler bana laflar geçirmeye başladı. “Başkan yeniden başlar konuşmaya” diyorlar. Anadolu kadrolarının liderleri ağzını sussun, üç maymunu oynasın, sesini çıkarmasınlar onlar da meydanı boş bulup istediğini yapsın istiyorlar. O denli bir dünya kalmadı artık. Biz de futbolda kimi şeyleri değiştirmek istiyoruz. Yüksel Yıldırım, 58 ülkede iş yapan bir insan. Türkiye’de kaç tane insan var bu türlü? Bir Ali Koç var. O vakit Yüksel Yıldırım bu türlü bilgisiyle geliyorsa, bırakın bir şeyler yapsın. Kimse bizim başarılı olmamızı istemiyor. Olacak! Samsunspor, ok üzere gidecek. Ben bu işi parayla yapmayacağım. Parayla olsa son 5-6 yıldır Fenerbahçe şampiyon olurdu. Bu işin parayla olmadığını kimileri öğreniyor. Bu bir sistem, idare hali.
Biz üçüncü olarak ligi bitirmek istiyoruz. Adana Demirspor maçından sonra Fenerbahçe maçı var. Fenerbahçe, BAY geçiyor bu hafta. Talihimiz ne, Fenerbahçe’nin iki tane Avrupa kupası maçı var. Fenerbahçe’nin o günkü halini bilmiyoruz. Fenerbahçe’nin yedek takımı şampiyonluğa oynar. Benim birinci 11’imin 5-6 katı vardır. Biz alana yenmek için çıkacağız. Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe’yi de yenmek için çıktık. Birinci yarıda Trabzonspor’u yendik biz konutumuzda. Galatasaray, bizi döverek yendi. Kalecimiz ikinci golde kusur yaptı ancak bir penaltımız verilmedi. Batshuayi’nin attığı golde faul yaptı, o topu alıp gol attılar ne VAR çağırdı ne bir şey oldu. Maçtan sonra televizyonlarda faul diye bas bas bağırdılar fakat bir şey yapmadılar. Niçin yapmadılar zira Türkiye’de futbol Galatasaray ve Fenerbahçe tarafından manipüle ediliyor, yönetiliyor.
Fenerbahçe maçı geliyor. Tüm Türkiye kanalları beni arıyor. Hepsine hayır diyorum. Medya beni arar oldu, ‘Yüksel Yıldırım’ı arayalım, medyaya materyal olsun, Fenerbahçeliler de bana saldırsın’ diyorlar. Fenerbahçe maçına ben gitmeyeceğim. Neler yapılacağını ben kestirim edebiliyorum. Spor şube müdürü ile de görüştüm, “Gelmesen uygun olur” dedi. Ne gerek var? Ben tansiyonun artmasını istemiyorum. Korkak da değilim. O denli bir ortam yaratıyorlar güya ben Fenerbahçe düşmanıyım. Gitsinler Ali Koç’a sorsunlar. Kulüpler Birliği’nde Ali Koç’un gerisinde duran bir tek benim. Ali Koç’la o kadar yeterli dostluğumuz var lakin bizi şey yapıyorlar. Ben bu geceki maçta Fenerbahçe’yi tutacağım.
Maç maç gidiyoruz. Adana Demirspor maçı kolay üzere gözüküyor fakat güç bir maç. İnanılmaz bir top oynuyor o çocuklar. Kendi gelecekleri için oynuyorlar ve yanlışsız yapıyorlar. Adamlar puan alıyor, tekrar eksiye düşürüyorlar. Üzülüyorum, Allah Murat Sancak’ın yardımcısı olsun. Delikanlı futbol duruşları var. Çıkıp çatır çatır oynuyorlar. Çok kavgalarımız oldu ancak dostluğumuz bakidir fakat alanda diğer bir şey. Adana Demirspor maçı güç bir maç. Ekip da bunun şuurunda. O rahatlıkla çıkarsak biz puan kaybederiz. Bu hafta puan kaybetmezsek üçüncülüğümüzü koruyoruz. Ondan sonra Kadıköy’e gideceğiz. Korkmadan oynayacağız. Hocamız disiplinli oynayacak zira maç 90 dakika. Fenerbahçe’nin birçok maçı nasıl çevirdiğini biliyoruz. Onun için bizim 90 dakikayı âlâ bir biçimde kullanmamız gerekiyor.
Galatasaray dünyada en büyük Türk ekibi olarak biliniyor. Nereye gitsem evvel herkes Galatasaray diyor. Niçin zira Avrupa’da yaptığı başarılardan. Fenerbahçe’nin önünde bu sene bir fırsat var. Şahane bir muvaffakiyet olacak tahminen de bunu devam ettirecek. Fenerbahçe de tahminen bu sene kupayı kazanacak ve öbür bir boyuta geçecek Mourinho ve Ali Koç ile.
Fenerbahçe’nin şu anki muvaffakiyetinin ardındaki en büyük etken Acun Ilıcalı. Galatasaray’ı tek başına dağıtıyor. Tek başına. Medyayı çok uygun biliyor. Bir şeyler söylüyor, şu bu bir bakıyorsun herkes darmadağın olmuş, oradan Mourinho gerekli işini yapıyor. Ben bu öğütü vaktinde Ali Koç’a verdim. “Ali, benim çok sevdiğim dostumsun, liderimizsin ancak yüzünü eskitiyorsun. Sen bu kadar kameralara çıkma. Sen büyük bir iş adamısın” dedim. Acun Ilıcalı idareye girdi. Ali Koç, gerçek başkanlık bu sene yapıyor. Tebrik ediyorum onu. Çok başarılı olacak göreceksiniz. Zira idaresi yeni yeni anlayabiliyor. Türk sistemi ile yönetmeye kalktı, olmayacak, oyuna geldi. Artık idare vazifelerini yapacak. Fenerbahçe’nin başarısı adım adım gelecek. Bir günde olmaz bu. Galatasaray çok güçlü bir yapı kurmuştu Türkiye’de. O yapıyı bozmak, kırmak vakit alırdı. Bunu da yapacak bir tane çılgın olabilirdi Acun Ilıcalı. Benim çok sevdiğim arkadaşım, hoş iş yapıyor, tebrik ediyorum kendisini.
